Kudus Analiz | KA - kudusanaliz.com.tr 
TÜRKİYE DAHA AZ SALDIRGAN BİR YÜZ TAKINIRKEN KÖRFEZ'İN İSRAİL'E ERİŞİMİNİ ŞİDDETLE ELEŞTİRDİ
Ankara, Avrupa’nın çoğunu Fransa, Yunanistan ve diğer devletlere tehditler savurarak yabancılaştırmayı başardı.
23 Aralık, 2020
Devlet kontrolündeki medya tersini de söylese, Ankara yabancı medyaya ve arkadaşlarına ABD, Avrupa Birliği ve İsrail’le uzlaşı arayışını dile getirmeye devam ediyor.
Örneğin Voice of America’da İsrail’le “uzlaşmaya” dair bir bölümü korudu ancak devletin elindeki Türk Radyo ve Televizyon Kurumu BAE ve Bahreyn’den İsrail’i ziyaret eden insanları şiddetle eleştirdi. İsrail’le diplomatik ilişkileri olan Türkiye, onun aşırı sağcı ve Hamas destekli iktidar partisi AKP aracılığıyla İsrail’i yalnızlaştırmaya çalışıyor. Türk Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi ajandalarının “El Aksa’yı özgürleştirmek” oluğuna açıklık getirdiler hatta Kudüs’ü İsrail’e değil de Ankara’ya ait olduğunu iddia ederek “bizim” diye tanımladılar. Türkiye ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasından sonra elçisini geri çağırdı.
Gerçi Ankara, Fransa, Yunanistan ve diğer devletlere yönelik tehditlerle Avrupa'nın çoğunu yabancılaştırmayı başardı. Hamas'a ev sahipliği yaparak ve Rusya’nın S-400 uçaksavar sistemini satın alarak ABD’yi kızdırdı. Ankara ayrıca Suriye meselelerinde Rusya ve İran ile yakın bir şekilde çalışıyor gibi görünüyor. Son zamanlarda Türkiye destekli aşırılık yanlıları ABD destekli Suriye Demokratik Güçlerini Ain Issa'da bombalamaya başladı. Türkiye, Irak'ta Kürtlere karşı bir operasyon planladığını da ima etti.
Türkiye parlamentosu, Akdeniz bölgesinde Libya'daki Türk birliklerinin rolünü genişletti ve Ankara, Atina ile ters düşülen doğalgaz sahalarında hak iddiasında bulunarak Yunanistan'ı taciz etmeye devam ediyor. Ankara'nın önce Suriye'deki Kürtlere ve ardından Ermenilere yönelik bir yıllık işgalleri, bölgedeki pek çok kişiyi Ankara'nın bir sonraki hamlesi konusunda endişelendirdi.
Türkiye, Trump'ın zaferine dair büyük bahse girerek, o zamanki Demokrat cumhurbaşkanlığı adayı Joe Biden'i yere çarptı. Şimdi dönüyor. Dönüşün bir kısmı, hiçbir kanıt göstermeyen İsrail ile "uzlaşma" hakkında bir söylemi dayatıyor.
Türkiye, Hamas teröristlerine ev sahipliği yapmayı sürdürecek ve İsrail'in, İsrail'in Doğu Akdeniz boru hattındaki Rum ve Kıbrıslı ortaklarıyla ilişkilerini bozacak şekilde, enerji ihtiyaçları için bir Türk boru hattına bağlanması gerektiğini iddia edecek gibi görünüyor. Ankara’nın mesajı, Türkiye'nin her şeyi elde edeceği ve İsrail'in yalnızlaştırılacağı şeklindedir.
Şimdi Ankara’nın söylemi Avrupa Birliği ve ABD ile 2021’de birlikte çalışmak istediği iddialarını da de içeriyor. Bunun nedeniyse Türkiye üzerine artan yaptırım çağrıları.
Gerçeği görmezden gelmek imkânsızdır. Türkiye, Suriye'de yasadışı olarak Afrin'i işgal etmeye devam ediyor ve silah ambargosuna rağmen yasadışı olarak Libya'ya silah gönderdi. Somali'den Keşmir'e gerilimi alevlendiriyor gibi görünüyor ve Doğu Suriye ile Kuzey Irak'ta istikrarı baltalamaya çalışıyor. Türkiye Doğu Akdeniz operasyonlarına devam ediyor.
Hepsinin üstünde Ankara, Rusya'nın S-400 uçaksavar sistemini satın almasına ve İran istihbaratının Türkiye'deki muhalifleri kaçırmasına izin vermesine rağmen, İran ve Rusya'ya karşı bir siper olarak kendisini Trump yönetimine pazarlamaya çalıştı.
İsrail için Ankara'nın Batı medyasına ve kendi halkına yönelik bir anlatısı var. Yurtiçinde, İsrail ile hoşgörülü ve dostane ilişkilere sahip oldukları için Bahreyn ve BAE'ye “satılmışlar” diyor.
Hanukkah Dubai'de ve BAE'li diplomatlar tarafından kutlanırken, Ankara’nın giderek artan aşırı sağcı İslamcı dünya görüşünün Hanukkah ya da İsrail için yeri yok.
Amaç, yeni ABD yönetimi göreve başlarken Türkiye'nin sadece daha az istikrarsız görünmesini sağlamaktır. İran ile birlikte İsrail’in baş düşmanı olmak için çalıştığından Ankara şimdi kendini yalnız hissederken, Arap ülkeleri birbiri ardına Yahudi devletiyle ilişkileri normalleştiriyor.
